blue in the face

  1. (aşırı öfkeden/yorgunluktan) bitkin, bitap, mosmor, takatsiz.
    He ran until he was blue in the face:
    Takati kesilinceye kadar koştu.
    I told you till I am blue in the face: Sana bin defa söyledim/söylemekten dilimde tüy bitti.